sınıfımızdan hatıralar

>

9 Şubat 2015 Pazartesi

ETKİNLİKLERİMİZ, ÖDEV VE DUYURULAR-NASSSREDDİN HOCA FIKRALARI

 
 
SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM DİNLENMEYİ HAK ETTİNİZ. İYİ TATİLLER.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖDEV VE ETKİNLİK DUYURULARIMIZ
 ************************************************************************
YAZ TATİLİ BEDAVA MORPA ÜYELİĞİ-AŞAĞIDAKİ YOLLARI VE NUMARAYI KULLANARAK YAZ BOYUNCA BEDEVA ÜYELİK HAKKI -VE YAZ TATİLİ HAFTA HAFTA ÇALIŞMA PROGRAMI. İYİ ÇALIŞMALAR.
ÇOK YARARLI OLACAĞINA İNANIYORUM
 
 










 
**************************************************************
NASREDDİN HOCA FIKRALARI 2015
 
TATİL İÇİN EĞLENCE


NASRETTİN HOCA FIKRALARI
orta asya, nasrettin hoca fıkraları, nasreddin hoca
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Acemi bülbül
Hoca bir gün, yol kenarındaki hayrat ağaçlardan birine çıkmış, incir yemeye başlamış. Yanından geçen bir yolcu seslenmiş:

- "Hey ! Sen kimsin ? Ne yapıyorsun orada ?"
- "Ben bülbülüm" demiş Hoca.
Adam :
- "Öyleyse öt bakalım" deyince, Hoca karga gibi acayip sesler çıkarmış.
- "Bu ne biçim bülbül sesi yahu", demiş adam. "Bülbül hiç böyle mi öter."
- "Ne yapalım" demiş Hoca, "acemi bülbül bu kadar öter!"
*********************


Uzun Namaz

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca ile adamın biri birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca:

- Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya.

Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam.
Adamın beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş:

- Yahu bu ne uzun namaz böyle?
- Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim.
Bu sefer adam:
- Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza.
Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış:

- Mübarek, senin namaz da uzun sürdü.
- Önümüzdeki haftanın namazını kıldım...
*****************************

Yarım Öksürük

Nasreddin Hoca fıkralarıHoca'nın zekasını çekemeyen iki kişi iddiaya girerler.
Biri der ki:
-Kim Nasreddin Hoca'yı mat ederse ona on altın vereceğim.
Nasreddin Hoca'yı yemeye davet ederler. Sofrada:
-Efendim, bize yarım öksürük lazım. Lütfen yarım öksürünüz.

Hoca hiç düşünmeden, sofradaki ekmek bıçağını alır. Bıçağın ağzını kendi ağzına koyup öksürür.
-Buyurun, der. İsterseniz orasını alınız, isterseniz burasını...

Kim Daha Büyük

Hoca'ya:
- "Efendi" demişler, "padişah mı büyük, yoksa çiftçi mi ?"
- "Çiftçi büyük elbet" demiş Hoca ve eklemiş; "Çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse pâdişah acından ölür."

Gönlüm razı olmadı

Nasreddin Hoca, kasabadan Kur'an-ı kerim, tefsir ve ilmihal gibi bazı kitaplar almış. Bir çuvala yerleştirmiş. Çuvalı sırtına almış, eşeğine binmiş köyüne doğru gidiyor.
Yolda Hoca'yı görenler :
- " Bre Hoca, çuvalı niye kendi sırtına aldın ?" diye sormuşlar.
- "Ne yaparsın" demiş Hoca, "zavallı hayvan zaten benim bütün kahrımı çekiyor. Kendi bindiğim yetmiyormuş gibi çuvalı da ona taşıtmaya gönlüm razı olmadı."

Ya Tutarsa

Nasreddin Hoca azığını heybesine koyup yola çıkmış. Öğlen vakti Akşehir gölü kenarında, bir ağacın altında oturmuş. Ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu gölgede keyifle yemiş. Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi görüp sormuş.
- "Ne yapıyorsun Hoca ?"
-"Göle maya çalıyorum" demiş Hoca.
Adam üstelemiş :
- "İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç ?"
-"Ben de biliyorum tutmayacağını, ammaaa ya tutarsa !..."

Sesimin Arkasından Koşuyorum

Hoca ikindi ezanını okumağa başlamış. O sırada bazı komşuları evlerinin önlerinde birbirleriyle konuşuyorlar, sanki ezan sesini duymuyor gibi davranıyorlarmış. Aslında O komşular camiye de pek sık gelmiyorlarmış. Hoca sesini biraz daha yükseltmiş, amma bakmış ki fark eden bir şey yok. O tarafa doğru koşmaya ve koşarken de ezanı okumaya devam etmiş.
O komşulardan birkaç kişi Hoca'ya bir şey olduğunu düşünerek yanına koşuşup sormuşlar :
- "Ne oldu Hoca Efendi, niçin koşarak ezan okuyorsun.?"
- "Sesimin nerelere kadar gittiğini merak ettim de; arkasından koşuyorum" demiş.

Hanımla Muhabbet

Hoca bir gün karısına :
- "Hatun" demiş, "Şu bizim komşu, çarıkçı, Mehmet ağanın adı neydi ?"
- "Kendin söyledin ya, efendi" demiş karısı, "Mehmet ağa."

- "Canım, dilim sürçtü işte... Ne iş yapar diyecektim." demiş Hoca.
- "A efendi" demiş karısı, "kendin çarıkçı demedin mi?"
- "Anlasana işte" demiş Hoca, "nerede oturuyor demek istedim."
- "Efendi, bugün sana ne oluyor?" demiş karısı "Komşu" dedin ya..."
Hoca birden sinirlenmiş.
- "Aman be karı... Seninle de bir türlü konuşulmaz ki!"

İnsanlar gibi düşünür

Nasreddin Hoca pazarda dolaşırken, bir papağanın on iki altına satıldığını görünce şaşıp kalarak yanındakilere sormuş:
- "Bu kuş neden bu kadar para ediyor ?"
- "Bu papağandır" demişler, "konuşur."
Hoca doğru evine gitmiş. Hindisini koltuğunun altına alıp pazara getirmiş.
- "Kaça hindi ?" diye sormuşlar.
- "On beş altın" demiş Hoca.
- "Bir hindi on beş altın eder mi ?" demişler.
- "Görmüyor musunuz !" demiş Hoca; "yumruk kadar papağanı on iki altına satıyorlar."
- "Onun marifeti var, insan gibi konuşur. Ya seninki ne yapar ?" diye sormuşlar.
- "O düşünmeden konuşur" demiş Hoca ; "Bu da insanlar gibi düşünür."

Bindiği dalı kesmesi

Nasreddin Hoca, köy meydanındaki koca çınar ağacının üzerine çıkmış, elindeki balta ile bindiği dalı kesmeye başlamış.
Görenler :
-"Aman Hocam, bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin!" diye bağırmağa başlamışlar.
Hoca kesmeye devam ederek seslenmiş:
-"Bu dalı kesenin yere düşeceğini hepiniz akıl ettiniz de, ben size yıllardır ahiretin dalı olan dünyanızı keserseniz cehenneme düşersiniz diyorum, neden hâlâ akıl edemiyorsunuz!!!..."

Oğlumun babası öldü de

Bir gün Nasreddin Hoca'yı siyah elbiseleriyle görenler:
- "Ne oldu Hoca efendi" demişler, "bu gün karalar giymişsin?"
- "Oğlumun babası öldü de ..." demiş Hoca, "O'nun yasını tutuyorum."

Su dediğin böyle olur

Nasreddin Hoca bir yaz günü yolculuk ederken, öğle vaktine doğru bir hayli susar. İlerde bir göl görür. Şöyle kana kana su içmeyi düşünerek gölün kenarına gelir, avucunu doldurur, hızla bir kaç yudum
yutar; amma midesi bulanır, tükürmeye çalışır. İlk defa karşılaştığı bir su olan Acıgöl'ün sodyum sülfatlı suyu midesini berbat etmiştir.
Hoca civarda aranırken küçük bir su kaynağına rastlar. Suyun tatlı su olduğunu anlayınca, önce ağzını iyice çalkalar, sonra da kana kana su içer, Eşeğini de sular.
Şakır şakır dalgalanan Acıgöl'e şöyle bir bakar, su içtiği kaynaktan avucunu doldurarak gölün kenarına gelir;
- "Cimri zenginin zekâtsız malı gibi şişinip durma!... Su dediğin böyle olur" diyerek avucundaki suyu şak diye gölün yüzüne savurur.
Öğüt : Yerinde ve zamanında yapılmış ikramın küçüğü, büyüğü olmaz. Allah'ın rızasını kazanmak için fırsatları iyi değerlendirelim.

Birinin anası ağlayacak

Hoca'nın oğullarından biri yakın köylerin birinde çömlekçilik yapıyormuş. Bir gün Hoca yanına gidince :
- " Baba, bütün paramı şu çömleklere yatırdım" demiş. " Hava güneşli olurda zamanında hepsi kurursa zengin olacağım. Ama yağışlı olursa anam ağlayacak!"
Hoca oradan ayrılıp başka bir köyde oturan büyük oğluna uğramış.
Oğlu :
- " Baba, varım yoğum şu tarlada, zamanında rahmet yağarsa zengin oldum gitti. Kuraklık olursa anam ağlayacak" demiş.
Hoca eve canı sıkkın dönmüş.
Karısı :
- "Hayrola efendi, yüzün neden asık" demiş.
- "Benimki bir şey değil" demiş Hoca; "Asıl Sen kendi halini düşün. Yağmur yağsa da yağmasa da bizim oğlanlardan birinin anası ağlayacak".

Hamam bahşişi

Hoca bir gün hamama gider. Hamamcılar onunla hiç ilgilenmez, eski bir peştamal, yırtık bir havlu verirler. Hoca sesini çıkarmaz. Hamamdan çıkarken uzatılan aynaya yüklüce bir bahşiş bırakır.
Bir hafta sonra aynı hamama geldiğinde, bu kez büyük ikramlar görür, fakat çıkarken aksine pek az bir bahşiş bırakır.
-"Efendi" der hamamcılar, "gösterdiğimiz o kadar ilgiye, saygıya karşı bu kadarcık mı bahşiş verilir?"
- "Bugün verdiğim, geçen haftanın bahşişiydi" der Hoca, "geçen hafta verdiğim de bugünkü hizmetinizin karşılığıydı. Böylece ödeştik !"

Mevsimlerden yakınanlara

Bir toplulukta soğuklardan yakınanlar olmuş. İçlerinden biri:
- "Şu insanoğlu haline şükretmesini hiç bilmez; kışın soğuktan, yazın sıcaktan yakınırlar." demiş.
Konuşmaya kulak misafiri olan Hoca :
- "Öyle deme bre cahil, bak bahara kimsenin bir şey dediği var mı?" demiş.
Öğüt: Olayları bir bütün olarak değerlendirebilmek olgunluk belirtisidir. Dünyayı insanlar için sonsuz güzelliklerde ve sonsuz bir ilâhi sanatla yaratan ve her an varlıkta tutan Rabbimize teşekkür etmeyi, şükretmeyi unutmayalım.

 

Saz çalması

Hoca'ya sormuşlar :
- "Saz çalmayı bilir misin?"
- "Bilirim" demiş.
- "Buyur, çal bakalım" diyerek eline bir saz tutuşturmuşlar. Hoca mızrabı almış, perdelere basmadan tellere vurmağa, tuhaf sesler çıkarmağa başlamış.
- "Saz böyle mi çalınır a Hoca?" demişler, "parmaklar perdeler üzerinde gezdirilir, mızrap tellere
vuruldukça da sazdan makamlara göre ses çıkar."
- " Perdeleri bulamayanlar öyle çalar" demiş Hoca; " Ben sazı elime alır almaz perdeyi buldum! Ne diye boşuna gezineyim."

Akıl sır ermiyor

Hoca'nın iki yüz akçe parası kaybolmuş. Bulunması için dua etmeye başlamış. O sırada Akşehir'in zenginlerinden birinin bindiği gemi yolda fırtınaya tutulmuş. "Eğer sağ salim memleketime varırsam Hoca'ya iki yüz akçe vereceğim" diye adakta bulunmuş.
Adam kurtulup gelmiş, Hoca'yı bulup parayı vermiş.
Hoca bir süre düşündükten sonra:
- "Allah'ım bu ne dolambaçlı yol! Bu parayı ben nerede yitirdim, Sen bana nerede buldurdun ! ... İşine gerçekten de akıl sır ermiyor" demiş.

Mesele çatallaştı

Kasabalılar, Nasreddin Hoca'ya Kadı'dan yakınmışlar : "Kadı efendi çok menfaatçi bir adam. Aynı suça bazen beraat, bazen de çok ağır ceza veriyor. Hak hukuk tanımıyor, nereden menfaati varsa o taraftan oluyor. Münafık bir adamdır. Bundan nasıl kurtuluruz" demişler.
Hoca durumu mülki amirlere bildirmişse de, onları pek inandıramamış. "Nasıl ispat edersin"? demişler.
Hoca'mız, Kadı efendinin tanımadığı bir müfettişin kendisine gönderilmesini ve beraberce Kadı'yı ziyaret etmelerinin yeterli olacağını mülki amire, (vali'ye) anlatmış. Kabul etmişler.
Kararlaştırılan günde müfettiş bey kasabaya, Nasreddin Hoca'nın konuğu olarak gelmiş. Kimliğini gizli tutarak, kasaba eşrafından beş altı kişiyle beraber kadı efendiyi ziyarete gitmişler.
Hoş beşten sonra, Hoca , Kadı efendiye :
-"Efendi" demiş. "Kırda sığırlar yayılırken bir alaca inek, -sanırım sizinki- bizim ineği karnından boynuzlayıp öldürmüş. Buna ne gerekir ?"
- "Bunda sahibinin ne kabahati var ?" demiş Kadı, "hayvandan kan davası edilmez."
Hoca sözünü değiştirmiş:
- "Yok yok yanlış söyledim, bizim inek sizinkini öldürmüş !"
Bunu duyan kadı efendi hızla yerinden kalkıp, raftaki Kanun kitabına uzanırken;
- "Haa mesele şimdi çatallaştı, bakalım kara kaplı kitap ne diyor?" demiş.

Ben küçük yangınlara karışmam

Kasabanın en zenginlerinden olan Murat ağa, kendisinin çok akıllı olduğu için servet sahibi olduğunu sanırmış.
Cumadan cumaya camiye gelirmiş. Caminin yakınında, etrafı sağlam taş duvarlarla çevrili, içinde çok çeşitli meyve ağaçları olan büyük bir bahçe içinde, üç katlı kocaman bir evi varmış.
Süslü ve pahalı elbiseler giyer, gururla dolaşırmış.
Nasreddin Hoca'nın cuma vaaz ve hutbelerini dinledikten sonra, vaaz işine gelmiyorsa;
-"Hoca, sen dünya işlerine karışma, din işi ayrı, dünya işi ayrı" der bilgiçlik taslarmış.

Bir gün Murat ağa'nın evinde yangın çıkmış. O sırada cemaat öğlen namazından çıkmaktaymış. Murat ağa camiye doğru koşup, Nasreddin Hoca'ya ve cemaate hitaben:
- "Aman Hocam yetişin! Evimden alevler çıkıyor. Şu yangını söndürelim" diye feryat eylemiş.

Hoca sakin ve aldırışsız bir sesle:
- "Bak komşu, Kırk yılda bir de olsa bugün senin sözünü dinleyelim. O yangın bizim asla karışmamamızı istediğin bir dünya işidir. Hem meraklanma. Ev birkaç saat içinde kül olur ve yangın da söner. Ahirette, ateşten bir evde sonsuz yaşamaktan korkmayan, senin gibi cesur, yiğit, zengin, akıllı bir adamın böyle ufak bir yangın için telâşı da ne demek olur!" demiş.

Bulmanın keyfi

Nasreddin Hoca kasabanın pazarına gitmiş. Eşeğini bir yere bağlamış. Alış veriş yapmış. Döndüğünde eşeğini bağladığı yerde bulamamış. Hemen bir tellâl tutmuş. Şöyle bağırtmağa başlamış :
- "Eşeğimi kim bulup getirirse, Semeriyle, yularıyla ve üstündeki her şeyle beraber eşeğimi ona vereceğim."
- "Hoca efendi" demişler, "eşeği bulana verecek olduktan sonra ne diye arıyorsun ?"
- " Kaybolan şeyi bulmanın keyfini bilmezsiniz siz!" demiş Hoca;
"Eşeği bulup getirene mükâfat olarak o eşek yeter."
"Gençliğimi bulup getirene bütün servetimi veririm."
"Cenneti bulsam, canımı da veririm."

İp olur

Köylüler EYYÛB ismini, Eyip, İyip, iyp gibi bozuk şekilde telâffuz ediyorlarmış.
Bir gün Nasreddin Hoca vaazında:
- "Ey Müslümanlar! Oğlunuz olursa adını sakın Eyyûb koymayın. Halkın dilinde çokça söylene söylene, incele incele İp olur" demiş.

Belki ağaçtan öteye bir yol düşer

Mahallenin çocukları Nasreddin Hoca'ya muzip bir şaka yapmak istemişler. Plânlarını kurmuşlar. "Hoca'yı ağaca çıkaralım. Pabuçlarını alıp uzaklaşarak biraz şaka yapalım" diye düşünmüşler. Hoca'nın yoldan geçeceği saatlerde, uçurtmalarını büyükçe bir ağaca taktırmışlar. Hoca'yı beklemeye başlamışlar. Hoca oradan geçerken de hemen etrafını sarmışlar :
- "Hocam uçurtmamız ağaca takıldı. Biz çıkıp kutraramadık. Bize yardımcı olur musunuz?" demişler.
- "Hay hay" demiş Hoca. Ayakkabılarını çıkarıp sırt çantasına yerleştirmeye başlamış.
Çocuklar :
- "Hoca efendi onları niye yanına alıyorsun? Ağaçta pabuçları ne yapacaksın ?" demişler.
- "Belli olmaz ki evlâtlarım" demiş Hoca; "Bu iyiliğime karşı Rabbim, belki bana ağaçtan öteye bir yol ikram eder."

Şu koca tasla

Nasreddin Hoca , yeni öğrencilerine [mollalarına] dünya ve ahireti genel anlamı ile anlatmaya, kavratmaya çalışmış.
"Ahiret hayatımızın tarlası dünya hayatımızdır. Burada kazanırken usulüne uyarsak orada da biriktirmiş oluruz. Herkes önceden, buradan ne gönderdi ise orada karşılığını bulur. Hiç bir işimiz, amelimiz karşılıksız kalmaz.vs." diye anlatmış.
Bakmış mollalarda gevşeklik ve uyku hali var. Vakitte öğle yemeği vakti :
- "Haydi çocuklar, ders tamam. Namazımızı kılar kılmaz hep beraber bizim eve etli pilav ve yoğurt yemeye gidelim" demiş.
Hocanın evine gelmiş, salona doluşmuşlar. Hoca içeriye, Karısına seslenmiş;
- "Hatun hep beraber etli pilav ve yoğurt yemeye geldik."
İçerden Karısı :
- "Aman efendi, Evde o kadar ne pirinç, ne et, ne yağ ne de yoğurt var. Hatta o kadar yemeği pişirebilmek için odun bile yok." diye seslenmiş.
Hoca içeri gitmiş. Eline koca bir kazan, bir kepçe, koca bir tepsi, büyük bir yoğurt bakracı ve bir sürü kaşık alarak salona gelmiş.
- "Kusura bakmayın çocuklar" demiş. "Eve yeteri kadar et, pirinç , yağ, süt ve odun getirebilmiş olsaydım, şu koca kazanla pişirip , bunlarla da sizlere ikram edebilecektim" ! ...

O zamanda ben bulunmadım

Nasreddin Hoca, « işlerinin çokluğu, dünya telâşeleri, hastalık, sağlık vs gibi » çeşitli bahanelerle ibadetten birçok zaman kaytaran birileri ile sohbet ediyormuş. Mazeretleri de bir sürü imiş. Bir ara söz yemekten, içmekten açılmış.
- "Bugünlerde canım bir helva yemek istiyor ki!... Bir türlü pişirip de yiyemedik" demiş, Nasreddin Hoca.
- "O kadar zor bir şey mi helva pişirmek, a Hoca" demişler.
- "Ne yapalım" demiş Hoca. "Şeker ve un bulundu, tere yağı bulunmadı. Tere yağ ve şeker bulundu, un bulunmadı. Un ve tere yağ bulundu şeker bulunmadı."
- "Hiç bir araya getiremedin mi bunları?" demişler.
- "Hepsinin bir araya geldiği de oldu," demiş Hoca. "Amma o zaman da ben bulunmadım."

İkinizin arasında gidiyorum

Nasreddin Hoca bir Kadı ile Bir tüccara yoldaş olmuş. Ortada Hoca, sağında Kadı efendi, solunda Tüccar efendi, hem konuşuyorlar hem de yürüyorlarmış. Hoca efendi yeri geldikçe yol arkadaşlarının yaşamları ve ibadetlerindeki gevşeklikleri konusunda söz dokundururmuş.
Makamına güvenip , kendini çok büyük bir adam sanan Kadı efendi , Hoca'ya:
- "Sana da lâf yetişmez ki" demiş, "İstersen öyle kurnaz kesilirsin ki , en yaman muzırları bile geride bırakırsın. İstersen yaban öküzünden daha şaşkın görünürsün."
- "Yok canım, abartıyorsun, bak ben haddimi nasıl biliyor, muzırla yaban öküzünün arasında gidiyorum." demiş.

Ördek çorbası


Nasreddin Hoca erkenden yola koyulmuş. Akşam hava kararmadan gideceği köye varmak için acele ediyormuş. Öğle vaktine yaklaşırken, bir pınarın başında durup, hem namazını kılmak hem de kuru peksimetten ibaret olan azığını yemek istemiş.
Pınara yaklaşırken, yaban ördeklerinin suda oynaştıklarını görünce, "Şunlardan bir tanesini yakalayıp kızartıp yesem diye düşünmüş." Sessizce ördeklere yaklaşmaya çalışırken, ördekler Hoca'yı fark edip uçmuş, kaçmışlar.
Hoca pınarın başına oturmuş, çantasından peksimetini çıkarmış, suya batıra batıra yemeye başlamış. Oradan geçen bir yolcu :
- "Afiyet olsun Hocam, ne yiyorsun ?" demiş.
Hoca, peksimetini suya batırırken :
- "Ördek çorbası" demiş.

Buna değmiş, buna değmemiş

Nasreddin Hoca'nın komşusunun iri yarı toy bir delikanlı olan oğlu, sıcak bir yaz gününde ormana gidip odun hazırlamağa karar vermiş. Gittiği baltalık ormanda su yokmuş. Herkes heybesine bir testi su koyar öyle gidermiş. Delikanlı ise, "Su testisini taşıyacağıma iki üç karpuzu taşırım, daha iyi olur. Nasıl olsa dönüşte odunları sırtlayıp getireceğim. Birde toprak testimi kırmadan geri getirmeye uğraşmayayım" diye düşünmüş. Torbasına karpuzlarını koyup ormana gitmiş.
İşe koyulmadan evvel bir karpuz yiyeyim demiş.
Karpuzu kesmiş. Beğenmemiş, bir kenara atmış. Öbür karpuzları kesmiş, o karpuzlar da çok hammış, kaldırmış atmış. Kızmış karpuzların üstüne işemiş.
Ormana gitmekte olan Nasreddin Hoca olayı görmüş. Yanına yaklaşınca :
- "Delikanlı, ham da olsa nimete işenmez, tövbe et. Nimeti vereni gücendirirsin !" Demişse de delikanlı öfkesini yenip tövbe edememiş.
Öğlen vaktine doğru, hem sıcaklardan hem de çalışmaktan dolayı iyice susamış. Etrafta su isteyebileceği hiç kimse yok. Su yok. Varmış ham karpuzların yanına. "Ona değdi, buna değmedi" diye diye attığı bütün karpuzları yemiş. Son parçalardan birini yemekteyken, ormanda işini bitirip, eşeğine odunlarını yükleyip dönen Nasreddin Hoca ile tekrar karşılaşmış. Hoca bir yenmiş karpuzların kabuklarına ve birde delikanlı'ya bakmış :
- "Suphanallah, bak , becerip tövbeni yetiştiremedin. Rabbim ne kadar çabuk, senin çişini sana yedirdi! ..." demiş.

Söylediğine, söyleyeceğine...

Köylünün biri, diğerinin kuzusunu çalmış, kesip yemiş. O da onun keçisini aşırmış, kesip yemiş.
Nasreddin Hoca olayı incelediğinde kimin ne yaptığını fark etmiş.
Olayın kahramanları bir gün çayhanede oturuyorlarken, keçinin sahibi keçisini övmeye başlamış:
- "İki arşın tüyü vardı, gerdanı üç karıştı, başı şöyleydi, gözleri böyleydi vs" diye hayvanını methediyormuş.
Keçiyi kesip yiyen bu abartmalar karşısında çok sıkılmış. Amma ne yapsın, adam susmak zorunda.
Nasreddin Hoca, keçiyi çalıp kesen adama dönmüş :
- "Yahu, bu adam ne kadar atıp tutuyor. Şimdi git evine. Şu uyuz keçinin postunu getir de, bu adam söylediğine, söyleyeceğine pişman olsun."

Bu karanlıkta

Nasreddin Hoca'nın bir konuğu gece yatısına kalmış. Adam zayıf inançlı biriymiş. Ben görmediğime inanmam, Ahirete gidip gelen var mı? Görülmeyen şey bilinir mi? gibi şeyler dermiş.
Hoca sabır göstermiş. Konuğunu incitmeden bir şeyler anlatmağa çalışmışsa da konuk ikna olmuyormuş. Yatma vakti gelince Hoca odaya iki yatak sermiş. Birinde konuğu, diğerinde kendisi yataklarına girmişler. Hoca sağ tarafındaki mumu söndürmüş.
Bir süre sonra Konuk;
- "Hoca efendi, sağ tarafındaki mumu yakar mısın" deyince :
- "Sen deli misin be birader" demiş Hoca, "bu zifiri karanlıkta ben, sağ tarafımı nasıl bileyim!"

İpe un sermişler

Komşusu Hoca'dan urganını ( yâni kalın ipini ) istemiş.
Hoca içeriye girip çıkmış.
- "İp boş değil" demiş, "kadınlar üstüne un sermişler."
Komşusu:
- "Bu nasıl iş efendi?" demiş, "hiç ipe un serilir mi?"
- "Serilir" demiş Hoca, "vermeye gönlün olmayınca ipe un da serilir."

Gizlisi - açığı

Bir kıtlık zamanında Hoca'yı çarşıda ekmek yiyerek giderken görenler :
- "Hoca efendi, herkesin gözü önünde böyle ekmek yemek ayıp değil midir?" demişler.
- "Komşusu açken bol bol tıkınmanın gizlisi ayıp olmazsa açıkta yapılanı ne diye ayıp olsun" demiş Hoca, " Komşusu açken tok yatmak, ya her zaman , her yerde ayıptır, ya da hiç ayıp değildir."

Sen beğendin - ben doldurdum

Nasreddin Hoca , "İnsanlar nefislerinin istediklerini düşünmeden yapmamalıdırlar. Nefsinizin beğendiği her şey ahirette önünüze geldiğinde , ondan kaçmak, kurtulmak isteseniz de kurtulamazsınız," diye bir vaaz etmiş.
Ertesi gün birkaç köylü arkadaşı ile beraber, kasabaya pazara gitmek üzere yola koyulmuşlar. Tabii o zamanın vasıtası, herkesin eşeği.
Yolda giderken konu yine nefsin istekleri ne gelmiş. Bir kısım köylüler :
- "Ben nefsime zulmetmem. Nefsime hoş gelen şeyleri yaparım. Benim zevkimdir, hakkımdır" gibi savunmaları biraz da Nasreddin Hocayı kızdırmak için yapıyorlarmış.
Hoca, eşeklerinin yoldan daha evvel geçmiş hayvanların pisliklerini koklamak için durduklarını değerlendirmiş. Kokladığı pislikleri, hayvanının yem torbasına doldurmağa başlamış.
Birkaç saat sonra bir çeşme başında mola vermişler. Azıklarını çıkarıp yerlerken, eşeklerinin başına da yem torbalarını takmışlar. Nasreddin Hoca'nın eşeği yem torbası boynuna takılanca kısa bir süre güzelce koklayıp, sonra huysuzlanmağa ve kafasını hızla sallayıp torbadan kurtulmağa uğraşınca :
- "Ne huysuzlanıp, torbadan kurtulmağa çalışıyorsun?" demiş Hoca, "Sen beğendin, ben doldurdum."
Görenler: "Hocam bu çok yanlış. O hayvan bunu ne anlayacak." dediklerinde, Nasreddin Hoca taşı gediğine koymuş :
- "İnsanlar bir de kendilerine baksınlar!.. Bu dünyadan ahirete hazırladıkları çıkınlarındakiler kendilerine orada ikram edilince ne yapacaklar?"

Kazan doğurdu - kazan öldü

Kasabada tefeci bir adam varmış. Başı sıkışan birine para verirse getirdiği güne göre faizini hesaplayıp alırmış.
Günün birinde bir komşusu bu tefeciden büyük kazanını emanet istemiş. Almış. İşini görmüş. İade ederken de içine bir küçük kazan koymuş. Sahibi emin olmak için sormuş.
- "Bu tencere ne?"
Komşusu; "Senin kazan doğurdu" deyince hemen sahiplenip tencereyi almış.
Birkaç zaman sonra komşusu yine büyük kazanı emanet istemiş ve almış. Kazanın sahibi aradan on - on beş gün geçtiği halde kazanının geri gelmediğini görünce, kazanını istemiş.
- "Kazan öldü" diye bir cevap almış. Hiddetlenmiş. Mahkemeye kadıya başvurmuş.
O sıralarda N. Hoca , Kadı'lık görevi yapmakta
imiş. Davalı ve Davacıyı dinledikten sonra :
- "Senin kazan, doğuran kazan olduğuna göre ölmesi de gerekir," diye hükmetmiş.
Adam hiddetle:
- "Hiç kazan ölür mü kadı efendi ?" deyince:
Kadı N.Hocamız cevabı yapıştırmış;
- " Doğurduğuna inanıyorsun da, öldüğüne neden inanamıyorsun ? ..."

Döve döve helva yediriyorlar

Konya çarşısındaki helvacı dükkânlarının vitrinlerine iştahla bakan gariban adamın biri, bir dükkân sahibinden biraz helva sadaka olarak vermesini istemiş. Dükkâncı vermemiş. Garibanın canı da çok helva çekmiş. Dayanamayıp, dayak yemeyi de göze alarak başka bir helvacı dükkânına girmiş. Bir lenger helvayı önüne çekmiş ve hızla atıştırmaya başlamış.
Helvacı adamın üstüne yürümüş;
- "Bre adam, sorup istemeden, parasını ödemeden böyle helva yenir mi?" demişse de adamın aldırmayıp atıştırmayı sürdürdüğünü gören helvacı, adama sille tokat girişmiş.
Dükkânda tesadüfen bulunan Nasreddin Hoca müşterilere doğru dönüp:
- "Şu Konyalı helvacılar ne iyi adamlar; parası olmayan garibana bile döve döve helva yediriyorlar." demiş.

Yalan olduktan sonra

Köylünün birisi, diğer bir köylüden "10 kile buğday alacağı olduğunu" iddia ediyormuş. Aslında böyle bir alacağı yokmuş ama adam bir yalancı şahit bulup, mahkemeyi aldatıp, on kile buğdayı almayı planlıyormuş. Yalancı şahit ararken Nasreddin Hoca "ben şahitlik yaparım" deyince adam pek sevinmiş. Öyle ya Hoca şahit olunca, Kadı efendi kolaylıkla karar verebilir.
Mahkemede Kadı efendi Hoca'ya sormuş :
- "Bu adamın şu adamdan on kile buğday alacağı varmış. Ne diyorsun ?"
Nasreddin Hoca ;
- "Evet Kadı efendi. Bu adamın bu adamdan on kile arpa alacağı vardır" deyince adam atılmış;
- "On kile buğday diyecekti, dili sürçtü herhalde" demiş.
- "Yalan olduktan sonra ha buğday, ha arpa . Ne fark eder?" demiş Hoca.

Keçiyi içeri al

Biri , Hocaya evinin darlığından, evindeki sıkıntıdan bahsederek çare söylemesini ister.
Hoca adamı sükûnetle dinler :
- " Şimdi evine git. Keçiyi içeriye al" der.
Adam , ertesi gün yine Hoca'ya gelir.
- "Aman hocam keçiyi içeriye alınca sıkıntım azalacağına daha da arttı".der.
Hoca Adamı gene sükûnetle dinler ;
- " Şimdi evine git, tavukları da içeriye al" der.
Adam, ertesi gün yine Hoca'ya gelir.
- "Aman Hocam sıkıntım daha da arttı" der.
Hoca gayet soğukkanlı olarak:
- "Git ineğini de içeriye al" der.
Adam ertesi gün yine Hoca'ya gelir.
- "Aman Hocam, sıkıntıdan patlayacağım" der.
Hoca istifini bozmadan :
- "Bu akşam keçiyi evden çıkar" der.
Ertesi gün Hocaya tekrar gelir, biraz rahatladıklarını anlatır.
Hoca:
- " Bu gece tavukları da evden çıkar" der.
Adam ertesi gün daha da rahatlamış olarak tekrar gelir.
Hoca :
- "Şimdi evine git, ineği de evden çıkar ve evini bir güzel temizle" der.
Adam denileni yapar ve çok rahatlamış bir şekilde, ertesi gün yine Hocayı ziyarete gelir.
Artık evi kendisine çok bol gelmektedir. Hocaya teşekkürlerini sunar.

Enini boyuna uyduracaktı

Akşehir'e gelen bir İranlı, sürekli palavra atarmış. Bir gün:
- "Bizim Isfahan'da Şahın iki yüz odalı, beş bin arşın boyunda sarayları var." diye söze başlamış, attıkça atmış.
Dinleyenlerden biri de karşılık vermek istemiş.
- "Bizim başkentimiz Bursa'da daha da büyük saraylar var. Bir de kaplıca yapıldı ki, boyu beş bin arşın..."
Tam o sırada başka bir İranlı içeri girip ;
- "Bursa'dan gelirem..." diye söze başlayınca :
- "Eni de elli arşın" deyivermiş.
- "Nasıl olur" diye karşı çıkmış İranlı, "eni boyuna uymadı."
Konuşmaları dinlemekte olan Nasreddin Hoca :
- "Şu adam Bursa'dan gelmiş olmasaydı, bu adam kaplıcanın enini boyuna bir güzel uyduracaktı" demiş.

Bu ayağını kaldıracaksın

Nasreddin Hoca öğlen namazının sünnetini kılarken, önündeki cemaatten birinin paçasında abdeste ( dolaysıyla namaza ) engel bir necaset görüyor.
Farzı kıldırmak için mihraba doğru giderken, adama;
- "Bu ayağını havaya kaldır. Tek bacağının üstünde namaz kılacaksın" diyor.
Adam şaşkınlıkla :
- "Neden? hocam" deyince :
Hoca , adama paçasındaki necaseti göstererek :
- "Bak bu ayağının abdesti yok" diyor.

Sahuru da yemezseniz

Nasreddin Hoca'nın, ailece oruç tutmayan bir komşusu varmış. Ama adam hep sahur yemeği hazırlattırır, çocuklarını da sahura kaldırır, hep beraber yerlermiş.
Sonunda karısı dayanamamış. Hocaya danışmaya gitmiş;
- "Bizde ne kocam, ne ben ne de çocuklardan oruç tutan kimse yok. Kocam ısrarla bana güzel yemekler yaptırıyor, hep beraber sahurda yiyoruz. Oruç tutmadığımıza göre ne diye her gece sahura kalkalım ?"
- "Öyle konuşma hanım" demiş Hoca , "namaz kılmıyorsunuz, oruç tutmuyorsunuz, sahur da yemezseniz Müslümanlığınız nasıl belli olacak !"

Tembellik edeceğine çift sür

Nasreddin Hoca sabah namazını kıldırmış evine gelmiş, Hanımına :
- "Hatun, ben azcık divanda uzanıp, sonra kalkıp çift sürmeye gideceğim, bir saat kadar sonra beni kaldır." Demiş.
Bir saat sonra Hanımı arada bir Hocaya seslenmiş. Bakmış hoca tembellik ediyor :
- "Efendi" demiş, "bugünkü uyuşukluğunla kaplumbağalar bile seni geçti."
Hoca hareketlenmiş, hazırlanmış, tarlaya varmış. İşe koyulmuş. Çift sürerken pulluğun önünde bir kaplumbağa görmüş. Kımıldamadan öylece durup duruyor. Devam etse kaplumbağayı canlı canlı toprağa gömecek.
Seslenmiş :
- "Hey kaplumbağa" demiş, "bakıyorum buraya benden evvel gelmeyi becermişsin; Amma, öyle tembellik edeceğine bana bak da çift sürmesini öğren !"

Kıyamet ne zaman kopacak

Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:
- "Kıyamet ne zaman kopacak ?"
- "Karım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet kopacak," demiş.

Mektubunuzu okur musunuz?

Nasreddin Hoca, yazdığı mektupları eliyle götürür, kendisi okuduktan sonra alıcısına teslim edermiş.
Bir gün,
- "Efendi" demişler, "mademki mektup yazıyorsun, ne diye onca zahmete katlanıp, gidip orada mektubunu sen okuyorsun ?"
- "Ben gitmezsem okumazlar. Mektuba da yazık olur. Baksanıza en önemli konu olan eceli hakkında sık sık mektup alan insanoğlu, o mektupları okuyor mu? Son gününde nasılda şaşırıyor!.."

Henüz uykum yok

Nasreddin Hoca bir köye konuk olmuş. Yatsı namazını kılmışlar. Biraz hoşbeşten sonra, yatma zamanının geldiğini hatırlatmak için:
- "Hocam, insan neden esner?" demişler.
Hoca:
- "Ya açlıktan, ya da uykusuzluktan" demiş. Kendini zorlayıp esnedikten sonrada eklemiş! "Amma benim henüz uykum yok."

İki Arşın

Nasreddin Hoca Valiyi ziyarete gitmiş. Valinin iki arşın ötesinde yer göstermişler. Oturmuş. Biraz sohbetten sonra Vali sormuş :
- "Hoca, Eşekle senin aranda ne fark var ?"
Hoca hiç düşünmeden :
- "İki arşın" deyivermiş.

Hayvanlar kocaman mı?

Nasreddin Hoca Konya'da gezerken büyük bir yapı görmüş. Durmuş, yapıyı seyrederken binanın kapıcısı Hoca'ya sormuş :
- "Efendi, ne diye öyle bön bön bakıyorsun?"
- "Burası nedir? Anlamak istedim" demiş Hoca.
Kapıcı, alay etmek için :
- "Değirmen" demiş.
Nasreddin Hoca soruvermiş :
- "Bu değirmende çalışan hayvanlar da burası kadar kocaman mı?"

Dostlar alışverişte görsün.

Nasreddin Hoca ibadette ihlâsın önemini anlatır: "Huşu ile ibadetinizi yapın. Esas kâr ondadır. Yoksa riya karışan ibadetle kâr değil, belki de zarar edersiniz" diye vaazlarında anlatırmış. O kadar zahmete katlanıyorsunuz kârlı çıkmalısınız dermiş.
Cemaattin kayıtsızlığı karşısında bu hususu çarpıcı bir misalle onlara anlatmak istemiş.
Evlerden yumurtanın dokuzunu bir akçeye almış. Pazara götürüp, onunu bir akçeye satmış.
- "Bu ne biçim ticaret, Hoca !" demişler.
- "Bir öteki satıcılara bakın, bir de bana" demiş, "amacım kazanmak değil, yeter ki dostlar alışverişte görsün."

Boğazından yakalayacağım.

Nasreddin Hoca çaydan su almak için testisini daldırdığı sırada testi elinden kayıp derin suyun dibini boylamış. Hoca yerinden kımıldamadan bir an öylece kalakalmış.
Oradan geçen bir tanıdığı sormuş:
- "Ne bekliyorsun Hoca ?"
- "Testi suya daldı da" demiş Hoca, "çıkınca
boğazından yakalayacağım."

Hanım uyan

Nasreddin Hoca, < komşu kadınların kendisini evlendirdiğini, karısının da hiç ses çıkarmadığını> rüyasında görürken uyanıvermiş. Yanında uyumakta olan karısını dürtüp uyandırmış :
- "Amma aldırışsız kadınsın yahu!" demiş, "kalk, komşu kadınlar beni evlendirip üstüne ortak getirecekler, sen halâ susuyorsun."

Sen de haklısın.

Kadılık yaptığı sırada Nasreddin Hoca'ya bir adam gelip başından geçen bir olayı anlatmış. Giderken sormuş :
- "Haklı değil miyim Hocam ?"
- "Haklısın," demiş Hoca.
Biraz sonra başka biri gelmiş, aynı olayı kendi yorumuna göre anlatmış. Sonra sormuş:
- "Haklı değil miyim Hocam ?"
Ona da :
- "Haklısın," demiş Hoca.
Adam gittikten sonra karısı içerden seslenmiş :
- "Efendi ikisine de haklısın dedin, birisi haksız olmalı değil mi ?" dediğinde;
- "Sen de haklısın Hanım" demiş Hoca.

Ver cüppesini, al semerini

Nasreddin Hoca'nın köyünden bir adam, eşeğiyle bahçesine doğru giderken çalılıkların önünde durmuş. Eşeğini de bir ağaca bağlamış. Abasını çıkarıp eşeğin semerinin üzerine koymuş. Abdest bozmak için kuytu bir yere gitmiş. O sırada birisi abayı alıp kaçmış.
Adam geri döndüğünde abasının yerinde yeller estiğini görünce, eline bir sopa alıp, eşeğini hem acımasızca dövüyor, hem de kötü kötü söyleniyormuş.
O sırada bahçesine gitmekte olan Nasreddin Hoca olayı görmüş, Adama;
- "Dur bakalım" demiş, "Ben şimdi ona gösteririm."
Hemen eşeğin semerini indirip yere koymuş. Yularını çözüp boynuna sarmış. Eşeğe kuvvetli bir sopa yapıştırarak;
- "Sana semer memer yok, getir sahibinin abasını, al semerini." Demiş.

Kimin içinin yandığı belli

Nasreddin Hoca'yı çok cimri komşularından birisi yemeğe çağırmış. Sofraya oturmuşlar. İki kişilik servis için ortaya dört adet zeytin, iki haşlanmış yumurta, bir tutam tuz, iki dilim ekmekle su getirmişler. Yemeğin üstüne bir kaşık bal ikram etmeyi düşünen ev sahibi her nasılsa bal çanağını sofranın altına koymuş.
Bunu gören Hoca, çanağı sofraya koyduğu gibi başlamış ekmeksiz atıştırmaya.
Ev sahibi bakmış ki balı tükeniyor ;
- "Hocam" demiş, "ekmeksiz yersen için yanar."
Hoca aldırış etmeyip balı yemeye devam ederken seslenmiş;
- "Kimin içinin yandığı belli."

Soyaçekim mi ?


Üç yıllık evli bir hanım hamile kalamamış. Kaynanası ile kocası gelini ve gelinin anasını suçlayıp duruyorlar, sanki kabahatin gelinde olduğunu kesinlikle biliyorlarmış gibi her gün söyleniyorlarmış.
Bir gün kaynanası gelini almış, Nasreddin Hoca'ya götürmüş :
- "Hoca efendi, gelinimin üç yıldır çocuğu olmuyor. Nerden bu aileden kız aldık! Muska mı yazarsınız? dua mı okursunuz? derdimize bir çare bulun" diye hiddetlice söylenmiş.
Hoca, üzüntü içinde olan geline dönmüş :
- "Kızım, soyuna çekmiş olmayasın? Acaba anan da mı çocuksuzdu?"






ENSEYE TOKAT (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Nasreddin Hoca çarşamba pazarında gezintiye çıkmış. Dolaşırken birden ensesinde bir tokat hissetmiş ve kendini yerde bulmuş. Hemen kalkmış arkasına bakmış, bide ne görsün iri yarı bir adam.

Nasreddin Hoca:
-Bana sen mi vurdun?

Adam:
-Evet ben vurdum..

Nasreddin Hoca:
-Şakamı yaptın yoksa gerçekmi vurdun?

Adam:
-Gerçek vurdum ne olacak..?

Nasreddin Hoca:
-Haa... iyi öyleyse, ben şakadan hiç hoşlanmam da..!

DOKSAN DOKUZ OLSUN (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Günlerden bir gün Nasreddin Hoca'ya düşünde doksan dokuz altın vermişler.

-Doksan dokuz altın olmaz, hiç olmazsa illa yüz olsun, diye diretirken uyanıvermiş. Birde bakmış ki, ortada ne altın var ne de altın veren..

Hemen gözlerini kapamış elini uzatmış Hoca:

-Her zaman bu kadar alçak gönüllü olmam, demiş.
Hadi ver bakalım, bu seferlik doksan dokuz altın olsun..
DİLENCİ (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Nasreddin Hoca bir gün pazarda dolaşırken yanına bi dilenci yaklaşır ve:
-Bana sadaka veririsen sana dua ederim! der..

Demesiyle Hoca hemen cebinden beş on kuruş çıkarır, dilenciye verir.
-Aman dua mua etmem istemem! der Hoca.

Dilenci:
-Niye?

Nasreddin Hoca:
-Eğer senin duan kabul olsaydı, sen şimdi dileniyor olmazdın...!


SICAK EKMEK (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Nasrettin Hoca yolculuğa çıkar. Birkaç gün yol aldıktan sonra, zaten az olan parası biter. Beş parasız bir müddet daha gider ama çok geçmeden açlık başına vurur. Parası olmadığı halde çarşı pazar dolaşmaya başlar. Bir ekmek fırınının önünden geçerken burnuna mis gibi sıcak ekmek kokusu gelir. Hoca, dükkanın önünde durup, müşteri bekleyen fırıncının yanına gelir ve:
-Hey ahbap, bu ekmekler senin mi, diye sorar.

Adam umursamaz bir vaziyette cevap verir:
-Evet, benim.

Nasreddin Hocanın karnı iyice acıkır, ağzı sulanır.
-Gerçekten senin mi bu mis gibi kokan sıcacık somunlar?

Adam Nasrettin Hocanın açlığından haberdar değildir ya, sinirli sinirli cevap verir:
-Benim dedim ya kardeşim, daha ne sorup duruyorsun!

Hoca ekmeklere bakarak iç geçirir:
-Sen elindeki nimetin kıymetini bilmiyorsun ahbap. Madem bu kadar ekmek senin, neden yemiyorsun...!
AYDINLIK (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Nasrettin Hoca bir gün köyde kapısının önünde bir şeyler aranıyormuş.Hocayı gören komşuları yanına yaklaşarak:

- Hayrola Hoca Efendi,demişler,bir şey mi kaybettin?

- Mühürüm düştü de...

- Nerede düşürdün?Söyle, biz de bakıverelim.

- İçerde düşürdüm,avluda...

- Avluda kaybedilen şey sokakta aranır mı be Hoca?

Evinde ve bahçesinde ışığı olmayan Hoca ,bunun üzerine:

- Avlu karanlık.burası daha aydınlık da onun için burada arıyorum,demiş.


BEN UYUYORUM (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Bir gün Nasreddin Hoca şehre gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış.

Gece yarısı arkadaşı sormuş:

- Hocam, uyudunuz mu?

- Buyurun bir şey mi var?

- Biraz borç para isteyecektim.

Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:

- Ben uyuyorum! demiş



BOŞUNA DEĞİL (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Bir yaz günü Nasrettin Hoca iyice susamış. Yolda dikkatini çeken çeşmenin yanına koşar. Çeşmenin lülesinin bir tahta parçasıyla tıkalı olduğunu farkeder.

Ama o kadar çok susamıştır ki Hoca, hemen tahta tıpayı çıkartmak için uğraşmaya başlar. Tahta tıpa aniden yerinden çıkınca, Nasrettin Hoca'nın üstüne sular fışkırmaya başlar. Bir anda sırılsıklam olan Hoca, çeşmeye seslenir:

-Bre çeşme senin ağzını boşu boşuna kapatmamışlar. Deli dolu aktığını gören, senni ağzını tıkamasın da ne yapsın


DÜŞÜNÜR (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Tavuğu 5, papağanı 50 akçeye satan adama Hoca sorar.”

- “Hemşerim bu nasıl kuş 50 Akçe istersin?”

- “Hocam bu kuşa papağan derler ve ve insan gibi konuşur.” Bunu duyan Hoca hemen eve koşar, kümesten hindisini kaptığı gibi pazara döner ve başlar bağırmaya.

- “Bu gördüğünüz kuş sadece 100 Akçeye, gel, gelll!” Herkesten çok papağan satan şaşar bu işe ve Hoca’ya sorar:

- “Hocam 100 Akçe çok değil mi bir hindi için?” Hoca:

- “Sen 50 ye satıyorsun ama”

- “Dedim ya hocam benim kuş konuşur ama”

- “Öyleyse, benimki de düşünür!”

EŞEĞİ ÇALDIRMAK (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Nasrettin hoca,eşeğini çaldırınca çırpınıp bağırmaya,çevresini aranmaya başlamış.Kendisini bu halde gören kadı sormuş ona:

-Eşeği kime, nasıl çaldırdın?

Nasrettin hoca,şöyle bir ters ters bakmış kadıya. Sonra da yanıtlamış onu :

-Bu soruların cevabını bilseydim zaten aramazdım...


EŞEK KADI OLMUŞ (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Nasrettin Hoca'nın eşeği kaybolmuştu...Ama ne kadar aradıysa da bulamamıştı onu.

Aradan aylar geçmişti.

Densizliğiyle ün kazanan tanıdıklarından biri:

-Hocam, demiş,haberin var mı,senin eşek Sivrihisar'a kadı olmuş...

Nasrettin Hoca yanıtlamış adamı:

-Hiç şaşmam...Ben,ders verirken,kulaklarını dikip,öyle bir dikkatle dinliyordu ki...Sonunda adam olacağı belliydi...




BAKLAVA (NASREDDİN HOCA FIKRALARI)

Hoca akşamleyin eve doğru yürürken, baklava seven bir köylüyle karşılaşır.

- “Hocam, biraz önce bir adam büyük bir tepsi baklava götürüyordu…”

- “Bana ne!”

- “Fakat adam tepsiyi sizin eve götürüyordu.”

- “O zaman sana ne
Lİ KISA NASREDDİN HOCA MASALLARI

 
 
****************************************************************
YAZ TATİLİ İÇİN TATİL KİTABINI ÖĞRENCİ KÜLTÜR MERKEZİNDEN  TEMİN EDEBİLİRSİNİZ.
 KİTAP ADI 3. SINIF TATİLYA SETİ (3 LÜ SET :10 TL)
*********************************************************************
SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM VE DEĞERLİ VELİLERİM .KARNE DAĞITIMI 13/06/2015 CUMA GÜNÜ SAAT 11:30 DA YAPILACAKTIR.
HAYIRLI CUMALAR
.evimizdeki işi bitmiş kitap defter ve dergileri  getiriniz. geri dönüşüme kazandıralım..
 
 
 
 
 
 
10/06/2015
 SORU FAB. TÜRKÇE:27-28
SORU FAB. MAT.:19-20-22
GÜNLÜK OKUMA YAPMAYI VE TEST ÇÖZMEYİ UNUTMAYALIM
 
************************************
 
09/06/2015
TÜRKÇESEV.::201
TÜRKÇE KOP.TEST.:69-70
MAT. SEV. KOP. TEST::69*70
 
GÜNLÜK OKUMA YAPMAYI VE TEST ÇÖZMEYİ UNUTMAYALIM..
 
*********************************************************************************
 
 
04/06/2015 PİKNİK FOTOĞRAFLARI



 
 
DEVAMI SINIFTAN GÖRÜNTÜLER SAYFASINDA
 
 
 
06-07/06/2015 HAFTA SONU ÖDEVLERİ
 
MATEMATİK SEVİNCİ::251-252-253-254
TÜRKÇE SEVİNCİ...:198-199
MAT.KOP. TEST :75-76-77-78
 
 
 
 
 
 
 
SAYIN VELİLERİM:
HAVA ŞARTLARININ UYGUN OLMASI DURUMUNDA 04/06/2015 PERŞEMBE GÜNÜ ALYAZMA PİKNİK ALANINA KIR GEZİSİ DÜZENLENECEKTİR.
OTOBÜS İLE GİDİLİP GELİNECEKTİR.
ÖĞRENCİLERİMİZİN ÇANTALARINA OTURABİLECEKLERİ ÖRTÜ,APERATİF YİYEBİLECEKLERİ  YİYECEK VE İÇECEK KOYA BİLİRSİNİZ.
ÖĞLE YEMEĞİNDE  PİDE VE AYRAN İKARAM EDİLECEK
(8 TL)
AYRICA OKULUMUZDA DÜZENLENEN KERMESE KATKIDA BULUNAN VELİLERİME TEŞEKKÜRLER EDİYORUM..
 
 
 
 
 
 
 
*********************************************************************
 
 
SAYIN VELİLERİM:
YARIN (03/06/2015 ÇARŞAMBA GÜNÜ))
OKULUMUZDA KERMESİMİZ VARDIR. HAZIRLAMIŞ OLDUĞUNUZ MALZEMELERİ SABAHTAN OKULA GETİRMENİZ ÖNEMLE RİCA OLUR.
AYRICA ÖĞRENCİLERİMİZYANLARINDA PARA GETİRİP ÖĞLE YEMEĞİNİ BURADA YİYEBİLİRLER.ET-TAVUK DÖNER -KÖFTE  TATLI VE İÇEÇEKLER MEVCUTTUR.
 SİZ VELİLERİMİZİ DE YAKINLARINIZ İLE BİRLİKTE KERMESİMİZEBEKLİYORUZ..

 
ÖDEVLERİMİZ
*****************************
02/06/2015
MAT.SEV.::249-250
HAYAT BİL.ÇLŞ .KİT.::116-117
 
 
 
 
 
01/06/2015
öğleden sonra seçim toplantısı nedeni ile ders yoktur.
MAT.SEV..:247-248
FEN SEVİNCİ::117-118
TÜRKÇE SEVİNCİ:::189-190-191
 
OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM
 
 
 
 
29/05/2015
MATEMATİK SEVİNCİ::298-299-300
TÜRKÇE SEVİNCİ::186-187-188
GÜNLÜK OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM EDELİM..
***************************************
 
 
 
28/05/2015
mat.sev.:296-297-
Türkçe sev..:182-183
 
GÜNLÜK OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM EDELİM..
 
 
 
 
 
 
***********************************
HAYAT BİL.ÇLŞ.KİT.::102
TÜRKÇE ÇLŞ. KİT.::154
MAT.SEV.::293-294
 
 
 
 
 
 
ALYAZMA PİKNİK FOTOĞRAFLARI SINIFTAN GÖRÜNTÜLER SAYFASINDA


 
 
3 /F SINIFI ÖĞRETMENLER GÜNÜ VİDEOSU AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDA DIR.
https://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=5xEGDL-vdu8

MESAJLARINIZI BU ADRESE YAZABİLİRSİNİZ

http://burdurbahcelievlerio1fsinifi.blogspot.com.tr/p/ziyaretci-defteri.html

 İSTASYON PARKI GEZİSİNDEN RESİMLERİN DEVAMI SINIFTAN GÖRÜNTÜLERDE
http://burdurbahcelievlerio1fsinifi.blogspot.com.tr/p/orhan-umsu.html

https://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=5xEGDL-vdu8#t=117 *********************************************************************************
 
ÖDEVLER--
----------------------------------------------------------------------
26/05/2015
hay. bil.çlş:98-99-100
mat sev.::292
mat.çlş .kit..:106

 

GÜNLÜK OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM EDELİM...

 
 
**********************************************************
 
 
 
25/05/2015
HAT. BİL.ÇLŞ.KİT.:97-98
MAT ÇLŞ. KİT.::105
 
 
GÜNLÜK OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM EDELİM...
 
 
 
 
 
 
 
22-23-24/05/2015 HAFTASONU
MAT.DERS KİT.::156-157
MAT.ÇLŞ.KİT.:103-104
MAT.SEV.::289-290-291
TÜRKÇE sevinci . KİT::162-163
 
MUTLAKA GÜNLÜK OKUMA VE YAZMA ÇALIŞMALARINA DEVAM EDELİM.....
 
 
************************************
DUYURU:21 MAYIS PERŞEMBE GÜNÜ KENT ORMANINA PİKNİK DÜZENLENECEKTİR.BESLENME VE YOL İÇİN 7 ŞER TL GEREKLİDİR. AYRICA ÇANTALARINA YİYECEK APERATİF BİRŞEYLER ,OTURACAK KİLİMLER KOYARSANIZ İYİ OLUR. HAREKET SAATİ 08:30 DÖNÜŞ 15:00 BİLGİLERİNİZE.
ÖDEV
20/05/2015
TÜRKÇE ÇLŞ. KİT.::147-148-149
SORU FABRİKASI::MAT.::109-110
SOR. FABR.FEN ::147-148
OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM..
 
 
 
 
 
 
 
18-19/05/2015-Hava şarları uygun olursa 21705/2015 perşembe günü Burdur Kent Ormanı'na gezi planlıyoruz. Bilgilerinize.
hay.bil.çlş.kit.:96
MAT .SEV.:271-272-
TÜRKÇE SEVİNCİ:182 OKU 183-184-185
HER  GÜN OKUMA VE TEST ÇÖZME  ÇALIŞMALARINA DEVAM..
ÇARŞAMBA GÜNÜ BİLİM SANAT MERKEZİNDE RESİMDEN YETENEK  SINAVINA GİRECEK ÖĞRENCİLERİME BAŞARILAR DİLERİM..GEREKLİ MAALZEMELERİ YANINDA GÖTÜRMELERİ GERKİYOR.
1-ECEM MERİÇ DERİN SAAT::15:00
2-KEMAL KAĞAN TEMİZ::SAAT :15:00 
 3-ELİF KAFALI ::SAAT .:15:00
4-ALTUĞ AKAR::15::00
 
16-17/05/2015 Haftasonu
MATEMATİK SEVİNCİ::268-269-270
TÜRKÇE SEVİNCİ::178-179 OKU-180-181YAP
GÜNLÜK OKUMA VE  TEST ÇÖZÜMLERİNE DEVAM EDELİM...
*****************************************
 
14/05/2015
MAT.ÇLŞ.KİT.::102
MAT.SEV.::264-265
 
GÜNLÜK OKUMA VE EVDE TEST ÇÖZME ETKİNLİKLERİNE DEVAM EDELİM
 
------------------------
13/05/2015
Mat. sev.::262-263
mat .çlş .kit.:101
hayat bil çlş. kit.:91
GÜNLÜK OKUMA VE EVDE TEST ÇÖZME ETKİNLİKLERİNE DEVAM EDELİM
 
-------------------------------------------------------------------------
12/05/2015
MAT.ÇLŞ.KİT:100
MAT SEV.:259-260-261
TÜRKÇE SEV.:176-177
GÜNLÜK OKUMA VE EVDE TEST ÇÖZME ETKİNLİKLERİNE DEVAM EDELİM.....
 
--------------------------------------------------------------------
11/05/2015
HAYATA BİLGİSİ ÇALIŞMA KİT::93
MATEMATİK SEVİNCİ::242
GÜNLÜK OKUMA VE TEST  ÇÖZÜMLERİNE DEVAM EDELİM 
 
 
 
 
 
 
(:TÜM ANNELERİMİZİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN:):)

MESAJLARINIZI BU ADRESE YAZABİLİRSİNİZ

http://burdurbahcelievlerio1fsinifi.blogspot.com.tr/p/ziyaretci-defteri.html

***********************************
YARIŞMA DUYURULARI:ödüllü

Çevre konulu resim yarışması son kat: 18 mayıs
*******************************************
NİSAN AYI KİTAP KURTLARI

1. ECEM MERİÇ DERİN


2.MEHMET ALP URHAN


3.MELİS YEŞİLBAŞ

******
************************************************************************************
**********************************************
-*****************************************-
 
DUYURU.:11/05/2015 Pazartesi günü 3/E ve 3/F sınıfları olarak İstasyon parkına gezi düzenlemeyi planlıyoruz. Öğle yemeği ve öğleden sonra oyun ve  gezi  planlıyoruz.KATKIDA BULUNMAK İSTEYEN VELİLER HABER VERİRLERSE MEMNUN OLURUZ.(ÖĞRENCİLERDEN PARA TOPLANMAYACAKTIR.Katkıda bulunmak isteyen para gönderebilirler .)PAZARTESİ GÜNÜ ÇANTALAR VE DERS KİTAPLARI GELECEK .DERS İŞLENMEYE DEVAM EDECEK..
******************************************************************
TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜ  KUTLU OLSUN
 
 
 
ÖDEVLER
9-10/05/2015
mat.sev.:240-241
Türkçe kop test 53-54-55-56
Türkçe sev.:173-174-175
mat çlş.kit:98
Okuma  ve test çözümlerine devam edelimm.
**************************************
 
 
 
 
 
..DİKKAT..cuma günü  DENEME SINAVI vardır...
mat.çlş. kit.:98-99
mat. sev.:237-238
GÜNLÜK OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE ÖZEN GÖSTERELİM..
***************************************.)
06/05/2015
Türkçe sev:169 oku-170-171-172
Mat. sev. 235-236
HAY. BİL. ÇLŞ. KİT.::92
GÜNLÜK OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE ÖZEN GÖSTERELİM...
*************************************
*********************************
 
 
MAT.ÇLŞ. KİT.95-96-97
MAT. SEV :233-234
HAYAT BİL ÇLŞ.KİT. 91
GÜNLÜK OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE ÖZEN GÖSTERELİM...
************************************
 
 
04/05/2015
mat sevinci ::231-232
mat ders kit.:142 deftere yap
mat fotokopi

 
 
 
 
 
 
01-02-03/05/2015 ÖDEVLERİ

MATEMATİK SEVİNCİ:.193-194-195-196--199-200-201-202
TÜRKÇE SEVİNCİ::157-158-159-160-161
SORU FABRİKASI HAYAT BİLGİSİ::175-176
ARDIŞIK SAYILAR İLE İLGİLİ ÖRNEK ÇÖZÜMLER VE PROBLEMLER..





---------------------------------------------------------------------

SAYIN VELİLERİM; OKULDA ÖĞRENCİLERİMİZ İÇİN YAPILAN HİZMETLERİN DAHA İYİ OLABİLMESİ İÇİN DÖNEMLİK 50 TL(TOPLAM 100TL) OLAN OKUL AİDATLARINIZI LÜTFEN GÖNDERİNİZ.
***************************************************************
MART AYI KİTAP KURTLARI
1. ALPEREN TAHA KAPLAN     (7890 SAYFA)
 2. ECEM MERİÇ DERİN       (7484   SAYFA)

3. MERT METEHAN ÇAKICI      (6012 SAYFA)
******************************************************************************
BİLİM SANAT MERKEZİ SINAVININ 1.SİNİ KAZANIP 2. SINAVA GİRMEYE HAK KAZANANLAR(ÖĞRENCİLERİMİ TEBRİK EDİYORUM)
GENEL YETENEK
1.MERT METEHAN ÇAKICI
2. MEHMET ALP URHAN
MÜZİK
1.SUDE ÖZCAN
2.ALPEREN TAHA KAPLAN
3.İNCİ BÜYÜKTOPBAŞ
4.METEHAN MERT TEMELLİ
5.ELİF DENİZ ATMACA
RESİM
1.KEMAL KAĞAN TEMİZ
2.ECEM MERİÇDERİN
3.ELİF KAFALI
4.MUHAMMET ALTUĞ AKAR.
****************************************
29/04/2015 (sayın velilerim ,bu konuyu ciddiye almıyorsunuz gibi.yarın çok geç kalmış olabilirsiniz. öğrencimizi sistemli ve programlı çalışmaya alıştıralım.günlük yarım saat okuma ve her dersten en az bir test çözdürelim. )
perşembe günü aylık kitap okuma sayfaları toplamı yapılıp öğretmen iletilecek.

FEn KOPARMALI TEST:41-42
Matematik fotokopi BÖLME İŞLEMİ


TÜRKÇE FOTOKOPİ SIFATLAR VE İSİMLER




****************************************



28/04/2015
mat.çlş.kit:93-94
Türkçe sev.:153-154-155-156
Türkçe koparmalı test:51-52
her gün en az yarım saat kitapokuyuo her dersten en az birer test çözelim...( her gün ödev takiplerine  yazalım))

27/04/2015

hay.bil. çlş.kit:87
matematik çlş.kit:91-92
her gün en az yarım saat kitapokuyuo her dersten en az birer test çözelim...------------------------------------------------------------------------------

YARIŞMA DUYURULARI:ödüllü
 Çevre konulu resim yarışması son kat: 18 mayıs

25-26 /04/hafta sonu ödevleri
Mat.ders kit.137-138 deki 21-22-23-24-25-26-27 soruları deftere çöz.
Türkçe ders kit. BAYRAĞIM şiirini deftere yaz(Türkçe defterine veya şiir defterine).
her gün en az yarım saat kitapokuyuo her dersten en az birer test çözelim...






ÖDEVLER:(OKUL AİDATLARINI GÖNDERMEYEN VELİLER YAZI GÖNDERİLDİ .ÖĞRENCİLERDEN ALINIZ. DAHA GÜZEL VE DAHA TEMİZ BİR OKUL İÇİN  GEREKEN HASSASİYETİ GÖSTERCEĞİNİZE İNANIYORUZ.)
--- --------------------------------------------------
DUYURU:.23 nisan haftası

22 Nisan Çarşamba günü provalar nedeni ile serbest kıyafet ve çantasız olarak okula  normal giriş saatinde gelinecektir.. etüt yok.23 Nisan günü saat 10:00 da okulda serbest kıyafet ile toplanılacaktır.
------------------------------------------------
21/04/2015-BUGÜN ETÜT VARDIR.
Türkçe Sev. 149-150 oku 151-152 yap
mat.ders.kit:136 sayfadaki 13-14-15-16-17-18-19-20 .soruları deftere yap.
soru fab.mat.:27-28 yap

Her gün en az her dersten 2 şer test ve en az yarım saat okuma yaptıralım



------------------------------
17-18/19 /04/2015 -HAFTA SONU
 SORU FAB. TÜRKÇE:23-24 TESTLER
TÜRKÇE  SEVİNCİ:141-YAP-142-143-OKU 144 CEVAPLA
MATEMATİK FOTOKOPİ.






16/04/2015

MATEMATİK FOTOKOPİ


 TÜRKÇE FOTOKOPİ





15/04/2015
mat.ders kit:132 deftere
mat.çlş. kit.:90
mat sev.:170
hay.bil.çlş.:85-86
..



---------------------------------
14/04/2015
MAT.ÇLŞ.KİT.:85-89
HAY.BİL.:90-91
MAT.SEV.:168-*169
her gün en az her dersten 2 şer test ve en az yarım saat okuma yaptıralım..
------------------------------------------------






13/04/2015
 hay. bil. ders. kit.:88-89
mat .çlş.kit.:88-
mat .sev.:165-166-167
her gün en az her dersten 2 şer test ve en az yarım saat okuma yaptıralım
-------------------------------------------------------





11-12/04/2015 HAFTA SONU
TÜRKÇE.KOP.TEST:.47-48-49-50
SORU FABR. TÜRKÇE:47-48
SOR.FAB.FEN:.145-146
Tatilde ara vermeden ,her gün en az her dersten 2 şer test ve en az yarım saat okuma yaptıralım


FOTOKOPİ-KESİRLER VE KARIŞIK





09/04/2015
matematik ders kit::120-121-122
Türkçe kop.test:45-46
her gün en az her dersten 2 şer test ve en az yarım saat okuma yaptıralım
--------------------------------------------------



08/04/2015
mat.sev:229-230
Türkçe kop .test.::43-44
hayat bilgisi ö.çalş:81
TÜRKÇE FOTOKOPİ
her gün en az her dersten 2 şer test
ve en az yarım saat okuma yaptıralım





07/04/2015
TÜRKÇE SEV.:138-139-140
HAY.BİL.ÇLŞ KİT.:80 CEVAPLAR DEFTERE
SORU FABRİKASI MATEMATİK:21
MATEMATİK FOTOKOPİ..UZUNLUK ÖLÇÜLERİ İLE İLGİLİ PROBLEMLER






06/04/2015
Not. Salı günü dergi için fotoğrafçı gelecek.
önceden eksik olan öğrnc.
fotoğrafları çekilecek .kıyafetler düzgün
gelelim .
matematik koparmalı test:63-64
her gün en az her dersten 2 şer test
ve en az yarım saat okuma yaptıralım..




MAT.SEV:221-222-228
TÜRKÇE ÇLŞ. KİT.:117-118
TÜRKÇE SEV.:129-130
mat.sev.kparmalı test::61-62
OKUMA VE EVDE PROBLEM ÇÖZÜMÜNE DEVAM EDECEĞİZ..
*****************************************


MATEMATİK SEVİNCİ:217-218-219-220
TÜRKÇE FOTOKOPİ





ÖDEVLER
01/04/2015
MATEMATİK SEVİNCİ: 215-216
MAT .ÇLŞ. KİT::84
HAY.ÇLŞ.KİT:79
TÜRKÇE SEVİNCİ::136-137


************************



30/03/2015
MATEMATİK ÇLŞ.KİT:80-81
MATEMATİK SEVİNCİ:212-213
 TÜRKÇE FOTOKOPİ




??SAYIN VELİM LÜTFEN OKU???????????????????ÖDEVLER AŞAĞIDA

Müsait Olduğunda Beni Sever misin Anne


İnternet’te uzun bir zaman dolaşan bu hikaye beni derinden etkilemiştir. Bunu sadece hikaye zannedenler olabilir. Ama yıllarca edindiğim deneyimler ve gözlemlerim bu hikayeyi desteklemektedir. Çalışan annelerin durumunun ne kadar zor olduğunun farkındayım. Ama çalışan bir annenin çocuğu olmak daha da zordur.
Çünkü çocuk tecrübesizdir. Bilmez neden annesinin çalışmak zorunda olduğunu. Annenin her olumsuz hareketini bu tecrübesizlikle yanlış anlayabilir. Annenin çalışması çocuğun sevgi ihtiyacını değiştirmez. Dedim ya zor çalışan anne olmak. Ama durumunun farkında olup ta  önlemde alabilir anne. Bunu nasıl yapabileceği konumuz olmadığı için biz en iyisi hikayeye geçelim.

Müsait Olduğunda Beni Sever misin Anne?

İçeri girer girmez neşeyle bağırdı:
-Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?
– Görmüyor musun? Telefonla konuşuyorum.
Herkesin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu.
Her şey erteleniyordu, telefon ve araba söz konusu olduğunda… Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu.
…Nerelere gitseydi? Annesi kapattı telefonu.
Mutfaktan tencere sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti:
-Sana yardım edeyim mi ? dedi, en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı:
-Hayırdır? Bir yaramazlık mı var? Bak bir de seninle uğraşmayayım. Çok yorgunum zaten.
Yorgunluk nasıl bir şeydi ? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır :
-‘Nasıl yorulmuş yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni..’
diyerek alnına bir öpücük konduru verirdi.
Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, neden annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu.
-Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Anneannem öyle söylüyor.
-Uykuya dalayım da, gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum.
Bu kelimeden nefret ediyordu.’Yorgunum, yorgun olduğumdan, böyle yorgunken’….
-Anneciğim sen yorulma, diye…
-Yemekte konuşuruz çocuğum. Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz.
Hani siz yoruluyorsunuz ya…Eeee….Ben de oynamaktan yoruluyorum. Ne yapayım bilmem?
Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı.
Işıklar söndü birden.
Annesi öfkeyle söylenmeye başladı.
-Mum da yok! diye diye karıştırdı dolapları el yordamıyla.
Çocuk sırtüstü yatıp, anneannesinin köyünü düşündü. Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını.
Deli tavsanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak
tavşan kafası yaptı.
”Bak deli tavşan” diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı. Tavşan alabildiğine hür
dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü minik avuçların açılmasıyla kayboldu. Kolu yavaşça
kanepeden aşağı sarktı.
Sonra ışıklar geldi.
Kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti. Birden kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı.
Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini.
Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.
Çocuk sanki bir ipucu bekliyormuşçasına aralanan gözleriyle mırıldandı;
“İşin bitince beni sever misin anne” dedi.
Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı…
alıntı

????????????
---------------------------------------------------------------------------
27_28-29  MART HAFTA SONU
 MAT. SEV:161-162-163-164
TÜRKÇE SEV.:125-126 OKU 127-128 CEVAPLA
TÜRKÇE ÇLŞ. KİT.:112-113
SORU FAB. TÜRKÇE :21 TEST





26/03/2015
MAT.SEV:159-160
SOR FABR.TÜRKÇE .:20 TEST
TÜRKÇE SEV:132-133-134-135
SAYIN VELİM:AKŞAMLARI ÖĞRENCİLERE MUTLAKA EN AZ YARIM SAAT OKUMA VE HER DERSTEN BİRER TEST ÇÖZDÜRELİM





25/03/2015
mat.sev.:157-158
Türkçe sev. :84-85
mat. kop. test:49

SAYIN VELİM:AKŞAMLARI ÖĞRENCİLERE MUTLAKA EN AZ YARIM SAAT OKUMA VE HER DERSTEN BİRER TEST ÇÖZDÜRELİM.BİLGİSAYAR VE TV DEN ÖNCE BU ETKİNLİKLER ŞART KOŞARAK YAPTIRINIZ.(TESTTEN SONRA TVOKUMADAN SONRA BİLGİSAYAR GİBİ(ÖZELLİKLE BİLGİSAYAR BAŞINDA FAZLA VAKİT GEÇİRTMEYİNİZ MUTLAKA SÜRE KOYUNUZ. )

24/03/2015
MATEMATİK SEVİNCİ::155-156
SORU FABRİKASI:
MATEMATİK :17 TEST
SAYIN VELİM:AKŞAMLARI ÖĞRENCİLERE MUTLAKA EN AZ YARIM SAAT OKUMA VE HER DERSTEN BİRER TEST ÇÖZDÜRELİM.BİLGİSAYAR VE TV DEN ÖNCE BU ETKİNLİKLER ŞART KOŞARAK YAPTIRINIZ.(TESTTEN SONRA TVOKUMADAN SONRA BİLGİSAYAR GİBİ(ÖZELLİKLE BİLGİSAYAR BAŞINDA FAZLA VAKİT GEÇİRTMEYİNİZ MUTLAKA SÜRE KOYUNUZ. )



23/03/2015--kitapokuyalım kumbarasında biriktirdiğiniz paralar ile yarın (SALI günü) okulumuzda kitap satışı yapılacaktır. kitap alabilirsiniz.(Yavuz BAHADIROĞLU'nun ayın 30 ve 31 inde okulumuzda imza günü vardır.
ÖDEV::
fen fotokopi
matematik sevinci :153-154
 her gün  yarım saat okuma ve her dersten en az birer test çöz.(ÖKM matematik ten Problem yok ve  Türkçe den Soru yorum gibi yardımcı kaynaklar dan alıp evde test çözebilirsiniz.





22  MART PAZAR GÜNÜ BİLİMSANAT MERKEZİ SINAVI VARDIR. ÖĞRENCİLER GİRİŞ BELGELERİ -NÜFUS CÜZDANLARI-KALEM -SİLGİ VE SU GETİREBİLİRLER. .VELİLERİMİZİN DİKKATİNE .SINAVDAN EN AZ YARIM SAAT ÖNCE OKULDA OLUNUZ.
TÜM ÖĞRENCİLERİME BAŞARILAR DİLERİM..
**************************************
21-22/03/2015
MAT.DERS KİT.:111 DEFTERE YAPILACAK
MAT. ÇLŞ. KİT;79
SORU FABRİKASI TÜRKÇE:19 TEST
MAT FOTOKOPİ






19/03/2015
MAT.ÇLŞ.KİT:78
TÜRKÇE SOR.FAB.:18
FOTOKOPİ MATEMATİK KESİRLER



''Çanakkale, imanın, inancın ve bin yıllık medeniyet değerlerimizin ete kemiğe büründüğü yerdir''
???????????????????????????????????????????????????????????
18/03/2015
MAT.KOP.TEST:47-48
MAT FOTOKOPİ
HAYAT BİL.76
SOR.FAB.
TÜRKÇE::17
HAYAT BİL.:10
MAT.FOT.KESİRLER



17/03/2015
mat .çlş.kit::77
mat.sev.:151-152
soru fab.
Türkçe:16
mat.:16


16/03/2015
mat.çlş.kit.:76
soru fab.
Türkçe :15
mat:15
mat sevinç.:149-150
 

14-15//03//2015

MAT ÇLŞ. KİT:75
SOR FAB.
TÜRKÇE :13-14
MAT :13-14.ÇÖZÜMLERİNİ DEFTERE YAP
MAT .SEV:145-146








12//03/2015

SORU FABRİKASI::
TÜRKÇE 12.TEST
MATEMATİK:12 TEST
 YARIM SAAT OKUMA VE HER DERSTEN BİRER TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM..












11.03.2015


Mat sev: 143-144
H.B.ders kitabı:77oku ÇK 75


soru fab.:

turkce 11.test yap

matamatik 11.test yap


-------------------------------------------------------------


10/03/2015
soru fabrikası
TÜRKÇE:10 TEST
MATEMATİK:10 TEST
FEN BİL:10
HAYAT BİL:8
mat. sev:141-142
türkçe çlş. kit::99-100





***************************************
09/03/2015
hay. nil. çlş::73
mat. sev.:140
SORU FABRİKASI:
TÜRKÇE:9 TEST
MATEMATİK:9 TEST
FEN BİL:9
HAYAT BİL:7
 GÜNLÜL OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM EDECEĞİZ. ÖDEV TAKİP FORMLARI PAZARTESİ YE  DOLDURULIP GELECEK..



01/-08/03/2015--HAFTASONU
MAT SEVİNCİ:137-138-
SORU FABRİKASI:
TÜRKÇE:6-7 -8 TEST
MATEMATİK:6-7-8 TEST
FEN BİL:6-7-8
HAYAT BİL:6
 GÜNLÜL OKUMA VE TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM EDECEĞİZ. ÖDEV TAKİP FORMLARI PAZARTESİ YE  DOLDURULIP GELECEK..
 




04/03/2015
MAT SEV:132-133-134
SORU FABRİKASI:
MAT:4 .TEST
TÜRKÇE 4.TEST
FEN BİL.:4. TEST
HAYAT BİL.:4. TEST
   YARIM SAATLİK OLKUMA  YA DEVAM.SORU FABRİKASI EVDE ÇÖZÜLÜP VELİ KONTROL ETMELİDİR.. 




03/03/2015
 MAT .SEV.:127-128-129
SORU FAB:(HER GÜN BİRER TEST HER DERSTEN.KESİNLİKLE AKŞAMLARI YAPILIP ÖDEV TAKİBİNE YAZILACAK))
TÜRKÇE:3.TEST
FEN:3. TEST
MAT.:3.TEST
HAY.BİL.:3. TEST


02/03/2015
HAY. BİL.ÇLŞ.:70
MAT ÇLŞ. KİT:72
SORU BANKASI::,
TÜRKÇE :2 TEST
MAT.:2.TEST
FEN BİL.:2. TEST
HAY.BİL.:2 TEST
 ÖDEV TAKİP  FORMUNA YAZILACAK


VATAN SEVERLİK İLE İLGİLİ PANO HAZIRLANACAKTIR.KONU İLE İLGİLİ RESİM ŞİİR VE YAZI BULUNUP KARTONA YAPIŞTIRARAK HAZIRLAYINIZ. PAZARTESİ-02 MART(zorunlu değil, yapan öğrencilerin çalışmaları dikkate alınacakıtır.)
*******************************************
28/02/2015 -01/03/2015
TÜRKÇE SEVİNCİ:144-145
FEN SEVİNCİ::85-86-87-88-89-90
MATEMATİK FOTOKOPİ DÖRT İŞLEM

  TÜRKÇE VARLIKLARIN ÖZELLİKLERİ






26/02/2015
 MATEMATİK FOTOKOPİ(ÇARPMA İŞLEMİ İLE İLGİLİ)
TÜRKÇE SEVİNCİ::164-165 OKU İNCELE 166-167-168 ETKİNLİKLERİ YAP..
OKUMA VE HER GÜN TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM



25/02/2015

MATEMATİK :FOTOKOPİİKİ İŞLEMLİ PROBLEMLER
TÜRKÇE:FOTOKOPİ KELİMEDE ANLAM
HAYAT BİLGİSİ ÇLŞ. KİT:69



25
24/02/2015

MATEMATİK::KARIŞIK PROBLEMLER FOTOKOPİ
TÜRKÇESEVİNCİ KOPARMALI TEST::35-36-
OKUMA VE HER GÜN TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM








*************************************************************************

resim yarışması::Mehmet Akif ve İstiklal Marşının kabulü  ile ilgili yarışma son katılım.24şubat

********************************************************************************
.
23/02/2015
hay.bil.çlş.kit:68
mat sev:243/244
müzik::üç elmaya fülüt ile çalış pazartesiye kadar
OKUMA VE HER GÜN TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM

*******************************************


21-21/02/2015
MAT .FOTOKOPİ
FEN KOP.TEST:33-34-

TÜRKÇE SEV.:108-109-110-11

OKUMA VE HER GÜN TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM..
ÖDEV TAKİPLERİ PAZARTESİ GELECEK..



*******************************************
18/02/2015
 MAT.FOTOKOPİ(AŞAĞIDA)
TÜRKÇE SEVİNCİ:105-106
HAYAT BİL ÇLŞ.KİT:67 YE KADAR TAMAMLANACAK
 MATEMATİK AÇILAR İLE İLGİLİ PRIBLEMLER











mat.sv:191-192
Türkçe sev::103-104






HAYAT BİL.ÇLŞ.&61--62
MATEMATİK SEV.:::184-185-186
FEN SEVİNCİ::80--81--82


**********************************************************************************


Sayın Veli,


            16  Şubat 2015 Pazartesi günü saat 13 30 da  3/F sınıfı 2. Dönem 1. Veli toplantısı yapılacaktır.Mutlak katılımınızı rica ediyorum.                              


                                                                                                                         ŞEREF BİRCAN
   3/F sınıf öğretmeni-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------13/02/2015
TÜRKÇE ÇLŞ KİT::87-88
MAT.SEV.181-182-183
FEN SEV:74.Ü YAP 75-76-77 OKU ETKİNLİKLERİ  YAP.
HER GÜN EN AZ YARIM SAAT OKUMA VE HER DERSTEN BİRER TEST ÇÖZÜMÜNE DEVAM.
MATEMATİK FOTOKOPİ  AÇILAR










*********************************************************

12/02/2015
MATEMATİK SEV:179-180
MAT.ÇLŞ.KİT;66
TÜRKÇE SEVİNCİ:102

GÜNLÜK EN AZ YARIM SAAT OKUMA VE HER DERSTEN BİRER TESTE DEVAM

***************************************************************






 ÖDEV::
MATEMATİK SEVİNCİ:125-126

OKUMA TAKİPLERİNDEKİ TOPLAM SAYFA SAYILARINI GETİRİNİZ
YARIYIL TATİLİ ÖDEV TAKİPLERİNİ VE TATİL KİTABINI KONTROL İÇİN GETİRİNİZ.
GÜNLÜK EN AZ YARIM SAAT OKUMA VE HER DERSTEN BİRER TESTE DEVAM

Hiç yorum yok: